10 Ocak 2013 Perşembe

2012' nin ardından

Başlarda oldukça sakin bir yıl olmasına rağmen sonuna doğru bize acı tatlı sürprizler için bekliyormuş...

İşte acısıyla tatlısıyla 2012'nin ardında bıraktıkları:

25 Temmuz'da biricik anneannemi kaybettim
20 Ekim'de hamile olduğumu öğrendik
22 Ekim'de miniğimizi ilk defa ultrasonda gördük
27 Ekim'de canım kardeşim evlendi
30 Ekim'de istifa ederek işten ayrıldım
Kasım'ın ilk haftası sevgili annemin(kayınvalidem) göğüs kanseri olduğunu öğrendik
03 Aralık'ta sevgilim istifa ederek işinden ayrıldı
İstanbul'dan taşınmaya karar verdik.

Şimdiki zaman:
Anneannem dedeme kavuştu, hamileliğim 5. ayına girdi, kardeşim evliliğinde çok mutlu, çalıştığım yeri hiç özlemiyorum, kayınvalidem tedavi görüyor, Sevgilim yeni işine başladı, yeni bir şehre taşınacağız.

Bebeğim sen öyle bir zamanda bize geldin ki yüzümüzü güldürdün, hayatta her zaman senin yüzünü güldürsün.













9 Ocak 2013 Çarşamba

Bebeğimiz

Rüyalarımda gördüğüm, özlemle beklediğimiz bebeğimize...

20 Eylül 2012'de doğa tarafından temellerin atıldı. Sonra evren seni çağırdı ve sen bize geldin. 

Miniğim, sen şimdi içimde gün gün gelişirken aramıza katılmana şu andan itibaren 5, 5 ay kaldı. İlk 4 ayımız bitmek üzere. Sen bu sürede inanılmaz çalıştın, büyüdün. Sendeki gelişmeleri her gün Christine Harris'in "Hamilelik Günlüğü" kitabından takip ediyorum. Doktorumuzda senin çok sağlıklı olduğunu belirtiyor. Her seferinde seni ultrasonda görmek inanılmaz bir heyecan, kalp atışlarını dinlemek inanılmaz bir duygu, sen inanılmazsın, mucizemizsin.

Bacakların artık iyice uzadı ve gelişti, kapalı göz kapaklarının altında gözlerin yavaş yavaş hareket ediyor, ben şu anda hissetmesemde tekmeler atabiliyorsun, yumruk yapabiliyorsun, emme hareketleri yapıyorsun, boynun iyice şekillendi, dalağın çalışıyor, ses tellerin oluştu, 20 dişinin tümü ve yuvaları dişetlerinde oluştu, tiroidin, pankreasın, safra kesen artık gelişimlerini tamamladı, yüzüne dokunulduğunda refleks olarak ağzını açıyorsun ve cinsiyetin şu anda belli.

10-12-14. haftalarda doktorumuz senin erkek olduğunu söylemişti. Sen bir erkek bebeksin. Bu benim ve baban için hiç farketmiyor önemli olan senin sağlıkla aramıza katılman. İsminin ne olacağı konusunda sıkı çalışıyoruz. Babacığın isminin ASLAN olmasını isiyor. Sen ne dersin aslan oğlum?

Bu arada bende de bir takım değişiklikler oluyor. Ne mutluyum ki mide bulantılarım hiç olmadı, hamilelerin yaşayacağı diğer tüm belirtileri zamanına göre yaşıyorum. İlk aylarda tarif edemediğim bir halsizlik yaşamıştım, şimdi ise geceleri burnum tıkanıyor. Önemli değil, sen herşeye değersin.

İlk başta kan değerinde göstermemiştin kendini. 7,32 çıkan değer ne düşük ne de yüksekti. Arada kalmıştık. Sonraki hafta 532 olarak ben burdayım demiştin. Ancak bize bu değeri telefonda haber veren  doktorun aklını çok karıştırmıştık. Bir önceki değer 7,32 bir sonraki 532 olunca telefonda sorular sorup durmuştu. İçimden o an çığlık çığlığa haykırmak gelmişti. Kapatır mısınız telefonu, Hamileyim ben, Teşekkürler. Hala anlayamamıştı seni ama bir şekilde telefonu kapatabilmiştim. Sonra babanla sevinç gözyaşlarına boğulmuştuk. Ne kadar sevindiğimizi duygulandığımızı mutlu olduğumuzu anlatamam. Baban bana sarıldığımızda o anın hiç bitmemesini istemiştim. İnsan hayatında böylesine bir sevgiyi hissetmekten başka ne isteyebilir? Sen bizim kıymetlimizsin.

İlk doktor kontolümüzde küçücük bir kesecik içinde hızlıca gelişiyordun. İşte oradaydın.

Kalp atışlarını her duyduğumda ağlıyorum. Dünyada başka bir ses olamaz kalp atışlarına benzeyen başka bir ses. İçimde minik bir kalp atıyor. Bizim canımızdan bir kalp. Sen Allah'ın lütfusun.

Son randevumuza anneannen, deden ve babacığınla beraber gittik. Sırtını dönmüş bize poponu gösteriyordun. Bekledik bekledik. Selin doktorumuzun söylediklerini ultrasonla sana dokunurken duyuyor muydun? "Dönsene çocuğum!" Doktorumuz uğraştı dönmedin. Her halinle sana hayrandık. Anneannen zaten seni görünce duygusallaştı, kalp atışlarını duyduğunda ağlıyordu. Deden "İlk torunum olacak çok heyecanlıyım" diyordu. Babacığın ise seninle hep gurur duyuyor. Sen hepimizin ilk gözağrısısın bebeğim.

4. ayımızın sonunda avcumun içine sığacak kadar büyüdün miniğim. Ve ben seni minicik tulumlarının içinde hayal ediyorum. İtiraf ediyorum, dayanamadım sana cicişler aldım. Seni bekliyorlar.

Elimi karnımın üzerine koymayı çok seviyorum, sanki seni tutuyorum o an. Babanda arada elini karnıma koyarak arada sana enerji veriyor:)

Seni çok ama çok seviyoruz. Sen sonsuz bir sevgiden doğdun ve bu sevgi sonsuza kadar sürecek.