14 Mayıs 2012 Pazartesi

Karagümrük

KARAKGÜMRÜK
28 Nisan 2012

Karagümrük merkezi mahallesine eski devirlerde "gümrükhane çarşısı" denilirmiş. Karadan kente giriş çıkış yapan malların işlemleri için bu semtte kurulan gümrükhane binasından dolayı, günümüzdeki adını almıştır bu bölge... Haldun Hürel kitabında bu şekilde bir giriş yapıyorr Karagümrük bölgesine.
Sonra manavların renk renk dizdiği tezgahlar, mis gibi ekmek kokusu yayılan fırınlar, balıkçılar, pusuda bekleyen kediler, tarihi bir çeşme köşesi Karagümrük sokaklarına tat katan öğeler olarak devam ediyor.

Yaşlısı, genci, orta yaşlısı, kadını erkeği çocugu, hiçbir şey yapmadan öylesine oturun ahallisi ile bize İstanbul'un içinde bir kasaba izlenimi verdi Karagümrük. Parkları çok dingindi, huzurlu, sakin. İstanbul'un içinde İstanbul'dan ayrı bir dünya..

Karagümrük'te, Hoca Üveys camisini, Akseki mescidini, Hırka-i Şerif camisini, Akşemsettin Camisini, Tekkeleri, Hürrem Çavuş camisini, Mesih Ali Paşa camisini, Öküz Mehmet Paşa camisini, üç gözlü Karagümrük çeşmesini ve Karagümrük çarşısını gördük, gezdik.

Hırka-i Şerif cami, 2 giriş kapısı ahşap ve anıtsal büyüklükte. Cami yüksekte olduğu için, alt tarafta girişi bolca merdiven basamağına sahip ancak çok güzel görünüyor. Sultan Aldülmecit tarafından 1851 yılında yaptırılan bu değişik cami, sekiz köşeli bir plana sahip ve tek kubbelidir. İç mekanda devrin özelliklerini yansıtan ampir, rokoko gibi çok güzel süslemeler vardır. 

Dergahlar ve tekkeler Karagümrük'te sokakların arasında karşımıza çıkıyor. Bunlardan birisi "Kadiri dergahı" çünkü sandukalardan birisi Eş-Şeyh Seyyid Muhiddini Kadiri'nin, diğeride Seyyid Şemsettin Kadiri'nin. Abdülkadir Geylani tarafından kurulan bu tarikat, İstanbul'da yaygın bir tarikattı.

Biz tersten başladık gezmeye, en son olarak Karagümrük çarşısında Eriş yoğurtcusunda bitirdik gezimizi. Yoğurdumuzu alarak mutlu bir şekilde evimize dönerken, sevgilim yoğurdu merak ediyordu. Yedikten sonra da gerçekten çok lezzetli buldu ve bayıla bayıla yedi.  Afiyet şeker olsun:)

   Hoca Üveys Camii

 Mesih Ali Paşa Camii

 Mesih Ali Paşa Camii

Mesih Ali Paşa Camii

 Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

 Akşemsettin Camii

 Akşemsettin Camii

 Dergah

 Çeşme

 Hürrem Çavuş Camii


 Karagümrük Sokakları

 Öküz Mehmet Paşa Camii

 Eski çeşme

 Karagümrük Çeşmesi

 Karagümrük Parkı

 Karagümrük Çarşısı

Eriş Süt Ürünleri

11 Mart 2012 Pazar

Balat

BALAT
10 Mart 2012

İstanbul'un fethinden sonra ilk olarak Makedonya'dan gelen yüz kadar yoksul Yahudi ailesi burada yaşamaya başlar. Padişah II. Beyazıd ticareti canlandırmak amacıyla, İspanya ve Portekiz'den kovulan Yahudiler'e İstanbul'un kapılarını açar. Günümüzde ise, sinagogların yanında yaşayan birkaç aileden başka Yahudi kalmaz ve Balat göçler sonucunda tamamen değişir.

Aya Dimitri kilisesi, Panaya Balino kilisesi, Surp Hıreşdagabet Ermeni kilisesi, Ahrida sinagogu, Aya Strati kilisesi, Çana sinagogu ve Balat Yanbol sinagogu... Tüm bu kilise ve sinagogların ya duvarlarını görebildik ya da sadece kapılarını. Hepsi kapalıydı. Kapılarında bir aralık bularak içeri bakmaya çalıştım ama merakımı gideremedim. Açık olduğu zamanlarda yeniden görebilmeyi ümit ediyorum. Özellikle Aya Dimitri kilisesinin bahçesi yeşil ve ferahmış, sevgiliminde içerisindeki ayazmayı (İlyas Peygamber ayazması) anlatması ile daha çok merak ettim. Surp Hıreşdagabet Ermeni kilisesinin her sene Eylül ayının ikinci haftasonu yapılan geleneksel ayinine bir gün katılırız belki neden olmasın?
Ya da Ahrida Sinagogunda 22 Aralık'ta yapılan Hanuka Bayramına bir gün katılabiliriz.

Ferruh Kethüda Camii, Hacı İsa Camii ve Tahta Minare Camii...Balat'ta bulunan camilerdir. Ferruh Ketküda caminin duvarlarında Tekfur sarayının çinileri kullanılmıştır, gerçekten görülmeye değer.

Furtuna Marmara yazan gemi resmi bir apartmanın üzerinde kabartma olarak yer alıyor ve İspanya'dan gemilerle gelen Sefarad Yahudileri'ni simgeliyor.

Balat'ta bir adamcağızın yanında getirdiği yiyeceklerle beslediği ördekler çok sevimliydi. Eşinin her gün yiyecek gönderdiğini öğrendiğimiz bu adamcağızı ördekler görür görmez tanıdı ve heyecanlandı. Ördeklerin isimlerinin Kıtkıt olduğunu öğrendiğimizde yüzümüzde bir gülümseme belirdi...Ördekleri besleyen bu adamcağız son derece insancıldı aynı zamanda.

Merkez Şekercisi, gezimizin son durağıydı ve benimde sabırsızlandığım bir durak. Dükkan sahibi gerçek bir Balat'lı olarak bize geçmiş ve günümüz Balat'ından bahsetti. Tatlı, çay, dükkandaki renkli şekerler arasında ki bu kısa sohbet soğuk kış gezimizin son hatırası oldular.

Evimize giderken yorulduğumuza değdiğini biliyorduk. Bir sonraki gezimiz Fener.

Sevgilimle Balat gezimizden kareler...

     Panaya Balino Kilisesi

Ferruh Ketküda Camii

Balat

Surp Hıreşdagabet Ermeni Kilisesi

Ermeni Okulu

Hacı İsa Camii&Kürkçü Çeşmesi

Kıtkıtlar

Ayan Sokağı

Balat Ekmek Fırını

Furtuna Marmara

Balat Yanbol Sinagogu

Leblebiciler Sokağı

Merkez Şekercisi