7 Temmuz 2013 Pazar

Askım oğlum

Annecim sen hayatıma geldiğinden beri gecem gündüzüm ayım güneşim sensin. Seni uykularımda bile özlüyorum. Minik ellerini ayaklarını öpmelere doyamıyorum. Kokunu içime çekip hpsetmek istiyorum. Süt kokulum kuzucum seninle geçirdiğim her an tarif edilmez. Seni dünyalardan çok seviyorum

2 Temmuz 2013 Salı

Minik melek oğlum

Bugün 12 günlüksün ve 4250 gramsın.

Şimdi babanın kucağında onun anlattıklarını dikkatlice dinliyorun.

Sen bizim herşeyimizsin


1 Temmuz 2013 Pazartesi

29 haziran 2013

Benim minik bal oğlum
Hayatımıza hoşgeldin mutluluklar getirdin
Bize yaşattığın heyecan mutluluk tarif edilemez. Dünyanın en güzel duygusunu bize yaşattığın için sana inlerce kez teşkkürler. Sana bakıp bakıp ağlamak seyretmeye doyamamak kokunu içime çekmek uykumda bile seni özlemek sana olan sevgimi anlatmaya yetmez. Bana dünyanın en güzel duygusunu yaşatan o minik varlığına şükürler olsun. Karnımda büyürken her halin ayrı bir heyecandı doğdun farklı bir boyutta heyecanımız devam ediyor. Kucağıma yatınca sakinleşmen yüzüne yakından bakınca beni incelemen rüyanda gülümseyişin meme emerken çıkardığın iç çekişini dinlemek nefesini hissetmek senin her anını doyasıya izlemek yüzünü ellerini her seferinde yeni görmüşcesine heyecanlanmak hayatımın he anını dolduran o minik varlığına şükürler olsun.

Minik kelebeğim kuzum kuşum tavşanım kaplumbağam
Birtanem tatlım kıymetlim balım süt kokulum
Aşkım aşkımın parçası canımın canı
Akıllım yakışıklım miniğim
Seni çok ama çok seviyorum

Sanki zaman durdu  senden öncesi yokmuş gibi
Günler geceye saatler dakikalara karışmış yaşarken büyümeni izlerken bir telaşla herşeyi kaçıracakmkşım gibi

Uykunda çıkardığın o seslere kurban olurum gülümseyişin beni bendn alıyor seni izlemek dünyanın en büyük zevki.

Benim minik yavrum karnımda olduğun zamanlarda muhteşemdin şimdide öylesin. Bana kendimi dünyanın en özel insanı hissettiriyorsun ve her anımda şükreiyorum minin varlığını bize nasip eden Allaha şükürler olsun.

İyiki bize geldin seninle hayat çok anlamlı
Seni çok seviyorum minik kuşum. Parmaklarımı tutn o minik elini asla bırakmayacağım.

Doğum tarihin 20 haziran bizim bayramımız...

10 Ocak 2013 Perşembe

2012' nin ardından

Başlarda oldukça sakin bir yıl olmasına rağmen sonuna doğru bize acı tatlı sürprizler için bekliyormuş...

İşte acısıyla tatlısıyla 2012'nin ardında bıraktıkları:

25 Temmuz'da biricik anneannemi kaybettim
20 Ekim'de hamile olduğumu öğrendik
22 Ekim'de miniğimizi ilk defa ultrasonda gördük
27 Ekim'de canım kardeşim evlendi
30 Ekim'de istifa ederek işten ayrıldım
Kasım'ın ilk haftası sevgili annemin(kayınvalidem) göğüs kanseri olduğunu öğrendik
03 Aralık'ta sevgilim istifa ederek işinden ayrıldı
İstanbul'dan taşınmaya karar verdik.

Şimdiki zaman:
Anneannem dedeme kavuştu, hamileliğim 5. ayına girdi, kardeşim evliliğinde çok mutlu, çalıştığım yeri hiç özlemiyorum, kayınvalidem tedavi görüyor, Sevgilim yeni işine başladı, yeni bir şehre taşınacağız.

Bebeğim sen öyle bir zamanda bize geldin ki yüzümüzü güldürdün, hayatta her zaman senin yüzünü güldürsün.













9 Ocak 2013 Çarşamba

Bebeğimiz

Rüyalarımda gördüğüm, özlemle beklediğimiz bebeğimize...

20 Eylül 2012'de doğa tarafından temellerin atıldı. Sonra evren seni çağırdı ve sen bize geldin. 

Miniğim, sen şimdi içimde gün gün gelişirken aramıza katılmana şu andan itibaren 5, 5 ay kaldı. İlk 4 ayımız bitmek üzere. Sen bu sürede inanılmaz çalıştın, büyüdün. Sendeki gelişmeleri her gün Christine Harris'in "Hamilelik Günlüğü" kitabından takip ediyorum. Doktorumuzda senin çok sağlıklı olduğunu belirtiyor. Her seferinde seni ultrasonda görmek inanılmaz bir heyecan, kalp atışlarını dinlemek inanılmaz bir duygu, sen inanılmazsın, mucizemizsin.

Bacakların artık iyice uzadı ve gelişti, kapalı göz kapaklarının altında gözlerin yavaş yavaş hareket ediyor, ben şu anda hissetmesemde tekmeler atabiliyorsun, yumruk yapabiliyorsun, emme hareketleri yapıyorsun, boynun iyice şekillendi, dalağın çalışıyor, ses tellerin oluştu, 20 dişinin tümü ve yuvaları dişetlerinde oluştu, tiroidin, pankreasın, safra kesen artık gelişimlerini tamamladı, yüzüne dokunulduğunda refleks olarak ağzını açıyorsun ve cinsiyetin şu anda belli.

10-12-14. haftalarda doktorumuz senin erkek olduğunu söylemişti. Sen bir erkek bebeksin. Bu benim ve baban için hiç farketmiyor önemli olan senin sağlıkla aramıza katılman. İsminin ne olacağı konusunda sıkı çalışıyoruz. Babacığın isminin ASLAN olmasını isiyor. Sen ne dersin aslan oğlum?

Bu arada bende de bir takım değişiklikler oluyor. Ne mutluyum ki mide bulantılarım hiç olmadı, hamilelerin yaşayacağı diğer tüm belirtileri zamanına göre yaşıyorum. İlk aylarda tarif edemediğim bir halsizlik yaşamıştım, şimdi ise geceleri burnum tıkanıyor. Önemli değil, sen herşeye değersin.

İlk başta kan değerinde göstermemiştin kendini. 7,32 çıkan değer ne düşük ne de yüksekti. Arada kalmıştık. Sonraki hafta 532 olarak ben burdayım demiştin. Ancak bize bu değeri telefonda haber veren  doktorun aklını çok karıştırmıştık. Bir önceki değer 7,32 bir sonraki 532 olunca telefonda sorular sorup durmuştu. İçimden o an çığlık çığlığa haykırmak gelmişti. Kapatır mısınız telefonu, Hamileyim ben, Teşekkürler. Hala anlayamamıştı seni ama bir şekilde telefonu kapatabilmiştim. Sonra babanla sevinç gözyaşlarına boğulmuştuk. Ne kadar sevindiğimizi duygulandığımızı mutlu olduğumuzu anlatamam. Baban bana sarıldığımızda o anın hiç bitmemesini istemiştim. İnsan hayatında böylesine bir sevgiyi hissetmekten başka ne isteyebilir? Sen bizim kıymetlimizsin.

İlk doktor kontolümüzde küçücük bir kesecik içinde hızlıca gelişiyordun. İşte oradaydın.

Kalp atışlarını her duyduğumda ağlıyorum. Dünyada başka bir ses olamaz kalp atışlarına benzeyen başka bir ses. İçimde minik bir kalp atıyor. Bizim canımızdan bir kalp. Sen Allah'ın lütfusun.

Son randevumuza anneannen, deden ve babacığınla beraber gittik. Sırtını dönmüş bize poponu gösteriyordun. Bekledik bekledik. Selin doktorumuzun söylediklerini ultrasonla sana dokunurken duyuyor muydun? "Dönsene çocuğum!" Doktorumuz uğraştı dönmedin. Her halinle sana hayrandık. Anneannen zaten seni görünce duygusallaştı, kalp atışlarını duyduğunda ağlıyordu. Deden "İlk torunum olacak çok heyecanlıyım" diyordu. Babacığın ise seninle hep gurur duyuyor. Sen hepimizin ilk gözağrısısın bebeğim.

4. ayımızın sonunda avcumun içine sığacak kadar büyüdün miniğim. Ve ben seni minicik tulumlarının içinde hayal ediyorum. İtiraf ediyorum, dayanamadım sana cicişler aldım. Seni bekliyorlar.

Elimi karnımın üzerine koymayı çok seviyorum, sanki seni tutuyorum o an. Babanda arada elini karnıma koyarak arada sana enerji veriyor:)

Seni çok ama çok seviyoruz. Sen sonsuz bir sevgiden doğdun ve bu sevgi sonsuza kadar sürecek.  







14 Mayıs 2012 Pazartesi

Karagümrük

KARAKGÜMRÜK
28 Nisan 2012

Karagümrük merkezi mahallesine eski devirlerde "gümrükhane çarşısı" denilirmiş. Karadan kente giriş çıkış yapan malların işlemleri için bu semtte kurulan gümrükhane binasından dolayı, günümüzdeki adını almıştır bu bölge... Haldun Hürel kitabında bu şekilde bir giriş yapıyorr Karagümrük bölgesine.
Sonra manavların renk renk dizdiği tezgahlar, mis gibi ekmek kokusu yayılan fırınlar, balıkçılar, pusuda bekleyen kediler, tarihi bir çeşme köşesi Karagümrük sokaklarına tat katan öğeler olarak devam ediyor.

Yaşlısı, genci, orta yaşlısı, kadını erkeği çocugu, hiçbir şey yapmadan öylesine oturun ahallisi ile bize İstanbul'un içinde bir kasaba izlenimi verdi Karagümrük. Parkları çok dingindi, huzurlu, sakin. İstanbul'un içinde İstanbul'dan ayrı bir dünya..

Karagümrük'te, Hoca Üveys camisini, Akseki mescidini, Hırka-i Şerif camisini, Akşemsettin Camisini, Tekkeleri, Hürrem Çavuş camisini, Mesih Ali Paşa camisini, Öküz Mehmet Paşa camisini, üç gözlü Karagümrük çeşmesini ve Karagümrük çarşısını gördük, gezdik.

Hırka-i Şerif cami, 2 giriş kapısı ahşap ve anıtsal büyüklükte. Cami yüksekte olduğu için, alt tarafta girişi bolca merdiven basamağına sahip ancak çok güzel görünüyor. Sultan Aldülmecit tarafından 1851 yılında yaptırılan bu değişik cami, sekiz köşeli bir plana sahip ve tek kubbelidir. İç mekanda devrin özelliklerini yansıtan ampir, rokoko gibi çok güzel süslemeler vardır. 

Dergahlar ve tekkeler Karagümrük'te sokakların arasında karşımıza çıkıyor. Bunlardan birisi "Kadiri dergahı" çünkü sandukalardan birisi Eş-Şeyh Seyyid Muhiddini Kadiri'nin, diğeride Seyyid Şemsettin Kadiri'nin. Abdülkadir Geylani tarafından kurulan bu tarikat, İstanbul'da yaygın bir tarikattı.

Biz tersten başladık gezmeye, en son olarak Karagümrük çarşısında Eriş yoğurtcusunda bitirdik gezimizi. Yoğurdumuzu alarak mutlu bir şekilde evimize dönerken, sevgilim yoğurdu merak ediyordu. Yedikten sonra da gerçekten çok lezzetli buldu ve bayıla bayıla yedi.  Afiyet şeker olsun:)

   Hoca Üveys Camii

 Mesih Ali Paşa Camii

 Mesih Ali Paşa Camii

Mesih Ali Paşa Camii

 Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

  Hırka-i Şerif Camii

 Akşemsettin Camii

 Akşemsettin Camii

 Dergah

 Çeşme

 Hürrem Çavuş Camii


 Karagümrük Sokakları

 Öküz Mehmet Paşa Camii

 Eski çeşme

 Karagümrük Çeşmesi

 Karagümrük Parkı

 Karagümrük Çarşısı

Eriş Süt Ürünleri

11 Mart 2012 Pazar

Balat

BALAT
10 Mart 2012

İstanbul'un fethinden sonra ilk olarak Makedonya'dan gelen yüz kadar yoksul Yahudi ailesi burada yaşamaya başlar. Padişah II. Beyazıd ticareti canlandırmak amacıyla, İspanya ve Portekiz'den kovulan Yahudiler'e İstanbul'un kapılarını açar. Günümüzde ise, sinagogların yanında yaşayan birkaç aileden başka Yahudi kalmaz ve Balat göçler sonucunda tamamen değişir.

Aya Dimitri kilisesi, Panaya Balino kilisesi, Surp Hıreşdagabet Ermeni kilisesi, Ahrida sinagogu, Aya Strati kilisesi, Çana sinagogu ve Balat Yanbol sinagogu... Tüm bu kilise ve sinagogların ya duvarlarını görebildik ya da sadece kapılarını. Hepsi kapalıydı. Kapılarında bir aralık bularak içeri bakmaya çalıştım ama merakımı gideremedim. Açık olduğu zamanlarda yeniden görebilmeyi ümit ediyorum. Özellikle Aya Dimitri kilisesinin bahçesi yeşil ve ferahmış, sevgiliminde içerisindeki ayazmayı (İlyas Peygamber ayazması) anlatması ile daha çok merak ettim. Surp Hıreşdagabet Ermeni kilisesinin her sene Eylül ayının ikinci haftasonu yapılan geleneksel ayinine bir gün katılırız belki neden olmasın?
Ya da Ahrida Sinagogunda 22 Aralık'ta yapılan Hanuka Bayramına bir gün katılabiliriz.

Ferruh Kethüda Camii, Hacı İsa Camii ve Tahta Minare Camii...Balat'ta bulunan camilerdir. Ferruh Ketküda caminin duvarlarında Tekfur sarayının çinileri kullanılmıştır, gerçekten görülmeye değer.

Furtuna Marmara yazan gemi resmi bir apartmanın üzerinde kabartma olarak yer alıyor ve İspanya'dan gemilerle gelen Sefarad Yahudileri'ni simgeliyor.

Balat'ta bir adamcağızın yanında getirdiği yiyeceklerle beslediği ördekler çok sevimliydi. Eşinin her gün yiyecek gönderdiğini öğrendiğimiz bu adamcağızı ördekler görür görmez tanıdı ve heyecanlandı. Ördeklerin isimlerinin Kıtkıt olduğunu öğrendiğimizde yüzümüzde bir gülümseme belirdi...Ördekleri besleyen bu adamcağız son derece insancıldı aynı zamanda.

Merkez Şekercisi, gezimizin son durağıydı ve benimde sabırsızlandığım bir durak. Dükkan sahibi gerçek bir Balat'lı olarak bize geçmiş ve günümüz Balat'ından bahsetti. Tatlı, çay, dükkandaki renkli şekerler arasında ki bu kısa sohbet soğuk kış gezimizin son hatırası oldular.

Evimize giderken yorulduğumuza değdiğini biliyorduk. Bir sonraki gezimiz Fener.

Sevgilimle Balat gezimizden kareler...

     Panaya Balino Kilisesi

Ferruh Ketküda Camii

Balat

Surp Hıreşdagabet Ermeni Kilisesi

Ermeni Okulu

Hacı İsa Camii&Kürkçü Çeşmesi

Kıtkıtlar

Ayan Sokağı

Balat Ekmek Fırını

Furtuna Marmara

Balat Yanbol Sinagogu

Leblebiciler Sokağı

Merkez Şekercisi